MUHAKEME
Kıymet Takdiri Geçerlilik Süresi

İcra İflas Kanunu 128’inci maddesinin a fıkrasının 3’üncü bendi:
hükmünü ihtiva etmektedir. İşbu hüküm sebebiyle uygulamada, ihalenin feshi sonrası yeniden satış talebinde bulunmak için iki yıllık kıymet takdiri süresinin tamamlanması beklenmekte ve bu süre sona erdikten sonra yeniden kıymet takdirinin düzenlenmesi talep edilmektedir.
Oysa bu hüküm, iki yıl öncesi kıymet takdirini esas alarak gerçekleştirilen satış işleminde satılan malın gerçek değerini yansıtamayacağından yola çıkarak kanun koyucu tarafından borçlu lehine getirilen bir düzenlemedir.
Dolayısıyla ihalenin feshi sonrası yeniden satışın talep edilip satışın gerçekleşeceğinin öngörüldüğü tarihte kıymet takdiri süresinin sona ereceği düşünülmekte ise yeniden kıymet takdiri talep edilebilmelidir.
Uygulamada yeniden kıymet takdiri talep edildiğinde talimatı alan icra dairesinin, kıymet takdiri süresinin dolmaması sebebiyle talimatı reddettiği görülmektedir.
Olayı somutlaştırmak gerekirse;
Kıymet takdiri için yapılan keşfin tarihi 01/01/2018’dir.
İşbu kıymet takdirinden sonra 01/05/2018 tarihinde gerçekleştirilen ihale feshedilmiş ve işbu ihalenin feshi kararı 01/09/2019’da kesinleşmiştir.
Alacaklı bu durumda yeniden satış talep etse bu satış işleminin kıymet takdiri süresinin sona erme tarihi olan 01/01/2020’den sonra gerçekleşeceği kuvvetle muhtemeldir. Bu durumda gerçekleştirilen ihale, uyuşmazlık konusu edildiğinde kıymet takdiri süresinin geçerlilik tarihinden sonra yapıldığı gerekçesiyle feshedilecektir. Alacaklı bu durumu göz önünde bulundurarak yeniden kıymet takdiri talep ettiğinde yukarıda yer alan hükmün lafzi yorumu gereği talebi reddedilmektedir. Bu sebeplerden ötürü alacaklı 01/01/2020 tarihini beklemek ve yeniden kıymet takdiri talep etmek durumunda kalmaktadır.
Hükmün konuluş amacına aykırı bu husus Yargıtay tarafından değerlendirilmiş ve aşağıdaki ilama konu edilmiştir.
Kararı veren: Yargıtay 12.Hukuk Dairesi
İlam Numarası: 2023/6511 E. & 2023/8824 K.
İlam Tarihi: 14.12.2023
KARAR
“... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki ihale alıcısı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Borçlunun icra mahkemesine başvurusunda sair fesih nedenleri ile birlikte kıymet takdirinin üzerinden iki yıl geçmiş olmasına rağmen satış işleminin gerçekleştiğini ileri sürerek 28/06/2022 tarihli taşınmaz ihalesinin feshini istediği; İlk Derece Mahkemesince, ihalenin feshi şikayetinin reddine, taşınmazın ihale bedelinin %10'u oranında para cezasının davacıdan alınarak Hazineye verilmesine karar verildiği, şikayetçi borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; istinaf başvurusunun re'sen ele alınan nedenlerle kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İİK'nın 128/a-3 maddesinde öngörülen iki yıllık süre henüz dolmadan alacaklının talebi üzerine yeniden kıymet takdiri yapıldığı ve ihalenin de söz konusu ikinci kıymet takdirinde belirlenen değer esas alınarak gerçekleştirildiği bu durumun İİK'nın 128/a-3 maddesine aykırılık teşkil ettiği gerekçesiyle davanın kabulü ile, ihalenin feshine karar verildiği görülmüştür.
İİK’nun 128/a maddesinin 2. fıkrasındaki “Kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri istenemez. Ancak, doğal afetler ve imar durumundaki çok önemli değişiklikler meydana getiren benzer hallerde yeniden kıymet takdiri istenebilir.” düzenlemesinin incelenmesinde;
Hukuk Genel Kurulu'nun 26.02.1992 tarih ve 1992/4-70 E. - 1992/130 K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere, İİK'nun 128. maddesinde öngörülen iki yıllık sürenin başlangıcı, sonradan kesinleşmesi koşulu ile kıymet takdirinin fiilen yapıldığı keşif tarihidir. Dairemizin yerleşik içtihatları gereğince; kıymet takdiri tarihi kural olarak icra dairesince fiilen yapılan keşif tarihidir ve satışın kıymet takdirinin esas alındığı tarihten itibaren 2 yıl sonra yapılması başlı başına ihalenin feshi sebebi olup bu hususun, 2 yıl içinde taşınmazın değerinde oluşacak muhtemel değişiklikler nedeniyle hem borçlu hem de alacaklı tarafın menfaatlerini korumaya yönelik bir düzenleme olması nedeniyle, kamu düzenine ilişkin olduğundan re'sen gözetilmesi gerekir.
Somut olayda, icra dosyasının incelenmesinde; ihale konusu taşınmazın kıymet takdirinin icra müdürlüğünce fiilen yapılan keşif ile 30/01/2020 tarihinde yapıldığı, alacaklı tarafından kıymet takdirine itiraz edilmesi üzerine ... 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 29/09/2020 tarih, 2020/97 E. - 2020/462 K. sayılı kararı ile taşınmazın değerinin icra müdürlüğünce yapılan keşif tarihi (30/01/2020) itibariyle tespitine karar verildiği, daha sonra alacaklının, mevcut kıymet takdiri raporunun 2 yıllık geçerlilik süresinin satış işlemlerine yeterli olmayacağından bahisle yeniden kıymet takdiri yapılması talebi üzerine icra müdürlüğünce 15/12/2021 tarihinde yeniden keşfe gidilerek taşınmazın satışa esas son kıymet takdirinin yapıldığı, son kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıl içerisinde 28/06/2022 tarihinde ihalenin yapıldığı görülmektedir.
İİK’nın 128/a maddesinin 2. fıkrasında yer alan 2 yıllık sürenin, taraflar yönünden getirilen bir itiraz yada hak düşürücü süre niteliğinde olmayıp, taşınmazın değerinde oluşacak muhtemel değişimler nedeniyle taraf menfaatlerini korumaya yönelik bir süre olduğu tabii olup, her ne kadar bölge adliye mahkemesi tarafından ilk kıymet takdirinin üzerinden iki yıl geçmeden tekrar kıymet takdiri yapıldığı gerekçesiyle ihalenin feshine karar verilmiş ise de, tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde; İİK’nın anılan hükmünde güdülen amacın kesinleşen kıymet takdirinden sonra 2 yılın geçmesi halinde bu kıymet takdirine dayalı olarak ihalenin yapılamayacağı zorunluluğuna ilişkin olduğu açıktır. Bu durumda somut olayda yeniden kıymet takdiri yapılarak satışa gidilmemiş olsaydı ihale tarihi (28/06/2022) ile ilk kıymet takdiri keşif tarihi (30/01/2020) arasında iki yıllık sürenin geçeceği de görülmektedir. Kaldı ki, ihalenin feshini talep eden şikayetçi borçlu olduğundan, alacaklının yeniden kıymet takdiri talebi üzerine icra müdürlüğünce yapılan son kıymet takdiri ile taşınmazın satışa esas değeri daha da artmış olup bu durum borçlunun menfaatine olduğu gibi, borçlu tarafından da bu husus fesih nedeni olarak ileri sürülmediğinden Bölge Adliye Mahkemesince resen değerlendirilmesi de doğru görülmemiştir. O halde Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf dilekçesinde ileri sürülen diğer hususlar incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile şikayetin kabulü ile ihalenin feshi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ :İhale alıcısının temyiz itirazlarının kabulü ile, ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 18/05/2023 tarih ve 2023/364 E. - 2023/725 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 14.12.2023 gününde oy birliğiyle karar verildi.”
VELHASIL
İcra İflas Kanunu 128’inci maddesinin a fıkrasının 3’üncü bendinde yer alan hüküm, gerçekleşmiş olan satış işleminde iki yılı aşkın süre önce düzenlenmiş olan kıymet takdirinin malın gerçek değerini yansıtamayacak olması sebebiyle borçlunun menfaati için düzenlenmiştir.
Dolayısıyla satış işleminin kıymet takdiri raporunun geçerlilik süresi aşıldıktan sonra gerçekleşeceği öngörülüyorsa, alacaklının yeniden kıymet takdiri talep etmesinde kanuna aykırılık bulunmamaktadır.
İşbu yazıyı pdf formatında okumak için:
Muhakeme.com.tr